Takım, oyuncu ve antrenörlerin her gün durmaksızın çalıştığı ve kendilerini geliştirdiği günümüz basketbolunda, biz hakemlerin yerinde durması beklenemez. Bugüne kadar hakemin oyun kurallarını ne kadar bildiği, hakemlik mekaniğini sahada ne kadar uyguladığı ve fiziksel durumunu koruyup korumadığı hakem eğitim ve gelişiminin temel konuları olarak göze çarpmaktaydı.
Tüm bunlar yapılmasına rağmen, takımlar, antrenörler, hakem eğitmenleri ve hatta hakemler bir yerlerde bir şeylerin eksik olduğunu dile getirmektedir. Hakemlik eğitimindeki en önemli eksik , hakemlerin maçlardan sonra gerekli geridönütü (feedback) alamamalarıdır. Maçın gözlemcisi hakemin sırtını sıvazlar ve yazdığı raporu federasyona gönderir. Gözlemcinin yaptığı değerlendirmenin hakemin hakemliğine dolaylı veya dolaysız hiçbir katkısı yoktur. Yurtdışındaki uygulamalara baktığımızda eski ve ünlü hakemlerin hemen hemen her ay bir hakem semineri düzenlediğini ve bu seminerlerde hakemlerin yönettiği maçların CD’ye aktarılıp hakeme güçlü ve zayıf taraflarının özetlendiğini görüyoruz. Ancak bu seminerlere hakemler tabii ki belli bir bedel karşılığında katılarak bir nevi kendilerine yatırım yapmaktadırlar. Bizdeki uygulamada ise sadece basketbol federasyonu veya engelliler spor federasyonu seminer düzenlediğinden belli sayıda ve belli kriterlere sahip hakemler kendilerini geliştirme şansına sahip olmaktadırlar. Ancak bu seminerler de senede en fazla iki kez düzenlendiğinden yurtdışındaki benzerlerinin katkısına yaklaşamamaktadırlar.
Ayrıca hakemlikteki en önemli unsur olan psikolojik yönden güçlü olmak gerekliliği çoğu zaman küçümsenmiştir veya göz ardı edilmiştir. Hakem eğitmenleri kendilerini ve öğrencilerini hakemliğin psikolojik ve felsefi tarafında yetiştirememiş, hakemleri sıraya sokup “line drill” sınavı yapmak işin kolay tarafı olmuştur. Buna ek olarak dünyada hakemlik üzerine yazılmış olan literatür taranarak bunlar Türkçeye kazandırılmalı ve tüm hakemlerle paylaşılmalıdır. Tıpkı oyuncu ve antrenör kampları gibi artık deneyimli hakemler “hakem kampları” düzenlemeli, bilgilerini, tecrübelerini genç hakemlerle paylaşmalıdır. Ayrıca teknolojinin sağladığı imkanlardan yararlanılarak on-line hakem eğitimi de verilmelidir. Üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları hakem eğitimi konusunda aktif hakem ve hakem eğitmenleriyle işbirliğine gitmelidirler.
Sonuç olarak, her geçen gün büyüyen basketbolun olmazsa olmazlarından olan hakemlik unsuru da hak ettiği önemi görmelidir. Bu da ancak bilimsel bir eğitim programıyla gerçekleşebilir. Bunun için herkes üzerine düşen görevi ve fedakârlığı yapmalıdır.
Tüm bunlar yapılmasına rağmen, takımlar, antrenörler, hakem eğitmenleri ve hatta hakemler bir yerlerde bir şeylerin eksik olduğunu dile getirmektedir. Hakemlik eğitimindeki en önemli eksik , hakemlerin maçlardan sonra gerekli geridönütü (feedback) alamamalarıdır. Maçın gözlemcisi hakemin sırtını sıvazlar ve yazdığı raporu federasyona gönderir. Gözlemcinin yaptığı değerlendirmenin hakemin hakemliğine dolaylı veya dolaysız hiçbir katkısı yoktur. Yurtdışındaki uygulamalara baktığımızda eski ve ünlü hakemlerin hemen hemen her ay bir hakem semineri düzenlediğini ve bu seminerlerde hakemlerin yönettiği maçların CD’ye aktarılıp hakeme güçlü ve zayıf taraflarının özetlendiğini görüyoruz. Ancak bu seminerlere hakemler tabii ki belli bir bedel karşılığında katılarak bir nevi kendilerine yatırım yapmaktadırlar. Bizdeki uygulamada ise sadece basketbol federasyonu veya engelliler spor federasyonu seminer düzenlediğinden belli sayıda ve belli kriterlere sahip hakemler kendilerini geliştirme şansına sahip olmaktadırlar. Ancak bu seminerler de senede en fazla iki kez düzenlendiğinden yurtdışındaki benzerlerinin katkısına yaklaşamamaktadırlar.
Ayrıca hakemlikteki en önemli unsur olan psikolojik yönden güçlü olmak gerekliliği çoğu zaman küçümsenmiştir veya göz ardı edilmiştir. Hakem eğitmenleri kendilerini ve öğrencilerini hakemliğin psikolojik ve felsefi tarafında yetiştirememiş, hakemleri sıraya sokup “line drill” sınavı yapmak işin kolay tarafı olmuştur. Buna ek olarak dünyada hakemlik üzerine yazılmış olan literatür taranarak bunlar Türkçeye kazandırılmalı ve tüm hakemlerle paylaşılmalıdır. Tıpkı oyuncu ve antrenör kampları gibi artık deneyimli hakemler “hakem kampları” düzenlemeli, bilgilerini, tecrübelerini genç hakemlerle paylaşmalıdır. Ayrıca teknolojinin sağladığı imkanlardan yararlanılarak on-line hakem eğitimi de verilmelidir. Üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları hakem eğitimi konusunda aktif hakem ve hakem eğitmenleriyle işbirliğine gitmelidirler.
Sonuç olarak, her geçen gün büyüyen basketbolun olmazsa olmazlarından olan hakemlik unsuru da hak ettiği önemi görmelidir. Bu da ancak bilimsel bir eğitim programıyla gerçekleşebilir. Bunun için herkes üzerine düşen görevi ve fedakârlığı yapmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder